the+act+of+persecuting Tyrkisk
4 oversættelser
| Oversættelse | Kontekst | Lyd |
|---|---|---|
|
almindelig
🇪🇸 La persecución de criminales es importante para la justicia.
🇹🇷 Suçluların tutuklanması adalet için önemlidir.
🇪🇸 La persecución de prisioneros debe seguir las leyes.
🇹🇷 Mahkumların tutuklanması yasalara uygun olmalıdır.
|
juridisk | |
|
almindelig
🇪🇸 La persecución de ladrones es tarea de la policía.
🇹🇷 Hırsızların takip edilmesi polisin görevidir.
🇪🇸 La persecución de un objetivo requiere paciencia.
🇹🇷 Bir hedefin takip edilmesi sabır gerektirir.
|
daglig brug | |
|
almindelig
🇪🇸 La persecución de minorías es un problema social.
🇹🇷 Azınlıklara baskı yapılması sosyal bir sorundur.
🇪🇸 La persecución de grupos religiosos está prohibida.
🇹🇷 Dini gruplara baskı yapılması yasaktır.
|
contextSocial | |
|
formel
🇪🇸 La persecución de los inocentes es un acto de crueldad.
🇹🇷 Masumlara yapılan zulüm bir zulüm eylemidir.
🇪🇸 La historia habla sobre la persecución de los judíos.
🇹🇷 Tarih, Yahudilere yapılan zulümden bahseder.
|
litterær |